UFO'lar, göklerde gördüğümüz tanımlandıramadığımız cisimler. Yakın zamanlarda uzaylılarla veya UFO'lar ile ilgili haberler gündemi meşgul etmişti hatırlıyor musunuz? NASA'dan yapılacak açıklamalar, belli başlı devlet görevlilierinin söylemleri... Bugün biraz geçmişe gideceğiz, aklınızı gündemden uzaklaştıracağız. Ne zaman bu UFO'lardan ve uzaylılardan bahsedilse akıllara bir soru gelir değil mi? Neden bu olaylar sadece Amerika'da olur, bu araçlar sadece Amerika sınırlarında gözükür gibi.
Utsuro-bune, oyuk ve tekne kelimelerinin Japon dilinde bir araya gelmesi ile oluşan bu isim, 1803 yılında Japonya'nın Hitachi eyaletinde karaya vurduğu iddia edilen bilinmeyen bir nesneye verilmişti. Farkındayım, UFO'lar ''uçan'' tanımlanamayan cisimler olarak geçiyor fakat tanımlanamayan cisimler olarak genelleyecek olursak bu olay ilgi çekici bir hal alıyor zira bu ''kaza'' dönemindeki 4 eserde yazılmıştı: Oushuku Zakki (1815), Toen Shōsetsu (1825), Hyōryū Kishū (1835) ve Ume-no-chiri (1844) ve kazaya rastlanan eserler bunlarla da sınırlı değildi. En az on iki edebi kaynakta geçtiğini söyleyenler vardır.
Ben 4 eseri de okuyabileceğinizkaynakları kaynakça bölümünde belirteceğim, yazıyı uzatmamak adına buraya tam metinlerini yazmıyorum fakat merak ediyorsanız veya yazdıklarımdan emin olmak isterseniz lütfen kaynakça kısmına bakın. Anlatılar 1800'lü yılların başında Hitachi kıyısı yakınlarında garip bir yüzen cisme rastlayan balıkçılar ile başlıyor. Bu garip görünümlü ''bot'' kristalden veya camdan pencereleri olan, üzerinde garip şekiller bulunan, metal kaplı bir araç olarak betimleniyor. Daha sonra balıkçılar 20'li yaşlarında genç bir kadına rastlıyor. 1.5 metre boylarında, pempe veya gri ten renkli, kızıl saçlı bu kadının giydiği şeylerin daha önce görülmediği, bilinmeyen bir maddeden dikildiği aktarılıyor. Kızıl saçları, yapay beyaz eklentilerle uzatılmış olarak tarif ediliyor.
Cana yakın görünse de garip davranışlar sergileyen kadın köylüler ile konuştuğunda kimsenin onu anlamadığı, kendisine sorulan soruları da kadının anlamadığı anlatılıyor. Bu sebeple nereden geldiği gibi sorulara cevap bulunamıyor. Bir detay daha var, kadın elinde; köylülerin dokunmasına kesinlikle izin vermediği soluk renkli bir kutu taşıyor. Daha sonra köylüler kadını geldiği araca götürüyor ve araç denize doğru hareket ediyor.
Yerel halk bu kadını mutsuz bir evlilikten kaçan bir prenses olarak tarif etmişti, uzak diyarlardan geliyor olmalıydı. Aslında gemiyi bölgenin efendisine bildiriğ araştırabilirlerdi fakat fazla maliyetli olacağından vazgeçmişlerdi. Kadını gemiyle beraber geldiği yere göndermek en mantıklısı olacaktı. Hikaye belki de uzak diyarlardan gelen, bir sandala atlayıp yaşadığı topraklardan kaçmak isteyen bir kadını anlatıyordu. Fakat çizimlere bakarsanız olayı neden UFO'lara ve uzaylılara bağlayan kimseler olduğunu da görebilirsiniz.
Ben bu öykünün gerçekten de uzak diyarlardan bir şekilde Japon kıyılarına vurmuş bir kadının hikayesi olduğunu düşünüyorum, ya da böyle düşünmek içime siniyor fakat sizinle diğer görüşleri de paylaşmalıyım. Kimilerine göre dönemin Rus modası ve Rus kadınlarında kızıl saçın yaygın olması, o dönemlerde beyaz saç pudrası kullanmaları gibi sebeplerle kadın Rus kıyılarından gelmekteydi. Aracın özellikleri sebebiyle - su geçirmezlik, kullanılan malzeme, şekil- Amerikan veya İngiliz olabileceği de öne sürülüyordu, yani benim de kendimi yakın gördüğüm ''uzak diyarlardan gelen bir kadın'' fikrine inanlar vardır.
Kimi araştırmacılar folklör ve hayalin birleşmesi ile ortaya çıkmış bir efsaneye dönüştüğünü söylüyorlardı. Gemilerle Japon adalarına göçen atalar veya bir soylu ailesinin, uzak diyarlardan gelen bir kadın ile başlaması gibi hikayeler... Aynı zamanda uzayla ilişkilendirilme çabalarının boş olduğunu çünkü insan dışı varlıklardan, ileri teknolojilerden bahsedilmediğini söyleyenler de vardır. Gemi uçarak gelmez veya içinden çıkan kişi bir insandan başkası değildir.
Haritalananan Japonya'nın hiçbir noktasında hikayede geçen "Haratono-hama" veya "Harayadori" isimlerinin yer almadığı da araştırmacıların dikkatini çekmiş bir diğer noktadır. Altını çizmek istediğim bir diğer konu bahsi geçen hikayenin 1800'lü yılların başında yaşanaması olacak. 1800'lü yıllar pek çok devletin gemilerinin ve deniz araçlarının sularda gezdiği bir dönem yani bir gemiye rastlanması çok da ilginç bir olay değil. Fakat dönem Japonyası ''Sakoku'' ismi verilen bir soyutlama politikası izliyordu yani izoleydi.
Hikaye kendi başına doğa üstü özellikler barındırmasa da zihinde soru işaretleri yaratıyor kesinlikle. Gemi gerçekten uzak diyarlardan gelen bir araç mıydı yoksa dünya dışı varlıkların bir işareti miydi, bu olay gerçekten yaşanmış mıydı yoksa sadece bir halk efsanesi miydi? Siz bu hikaye hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kaynakça ve İleri Okuma:
- https://publicdomainreview.org/collection/utsuro-bune/
- https://hyakumonogatari.com/2014/06/09/
- https://www.faena.com/aleph/utsuro-bune-the-legend-of-an-extraterrestrial-arrival-by-sea
- https://www.nippon.com/en/japan-topics/g00879/
- https://www.openculture.com/2023/02/when-a-ufo-came-to-japan-in-1803-discover-the-legend-of-utsuro-bune.html
- https://en.wikipedia.org/wiki/Utsuro-bune
- https://en.wikipedia.org/wiki/Sakoku
Resimler:
- https://publicdomainreview.org/collection/utsuro-bune/
- https://hyakumonogatari.com/2014/06/09/
- https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Hokusai_1760-1849_Ocean_waves.jpg
- https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Provinces_of_Japan-Hitachi.svg
- https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Ushibori_in_the_Hitachi_province.jpg
Yorumlar
Yorum Gönder