Ana içeriğe atla

Nitelikli

Tarihte Garip Olaylar, Kitap İncelemesi

Yine bir kitap incelemesinden merhabalar, stajların yoğun olduğu dönemlerde tarih veya diğer konular ile ilgili yazılar yazmakta, daha doğrusu bu yazılar için araştırmalar yapmakta zorlansam dahi günde bir sayfa dahi olsa kitap okumaya çalışıyorum. Bu sebeple şu sıralar kitap inceleme yazılar, diğerlerinden daha sık geliyor olabilir :D Bugünkü kitabımız Max Kemmerich'in Tarihte Garip Olaylar kitabı.  Bu kitap sanıyorum yeni baskılarda, farklı isimler ile de basıldı; benimki bir sahafta bulup aldığım 1968 baskısı olduğu için onun üstündeki ismi yazmak istedim. Her zamanki gibi önce yazardan, sonra kitaptan ve en son da kendi yorumumdan-görüşümden bahsedeceğim. Max Kemmerich 1876-1932 tarihleri arasında yaşamış Alman bir filozof, sanat tarihçisi, öğretmen ve yazardı. Hukuk okuyan ve askeri okullarda eğitim gören Max, Leipzig Üniversitesi’nde tarih, felsefe, antropoloji ve ekonomi eğitimi görmüş; doktora ünvanı almıştı.  Gelelim kitabımıza, isminden de anlaşılabileceği gibi kitap bir

Avrupa Tarihinin Oluşumu, Kitap İncelemesi

Merhabalar, biliyorum ve farkındayım; bu kitap biraz uzadı zira araya bir Atina Gezisi, Kardiyoloji Stajı ve Gögüs Stajı girdi. Hepsi biter bitmez ben de kitabı elime tekrar aldım ve bitirdim. Her zaman yaptığım gibi önce yazardan bahsedeyim, daha sonra da kitaba geçeceğim. 

Yazarımız William Hardy McNeill, 1917-2016 yılları arasında yaşamış bir tarihçidir. Sanıyorum en bilinen eseri ''The Rise of the West: A History of the Human Community'' olmasına karşın bu eserin Türkçe çevirisi bulunmamaktadır. Kendi deneyimim ve kitap alışverişlerim sırasındaki gözlemlerime dayanarak bizim ülkemizde en tutulan kitabının, vakti zamanında ders kitabı olarak yazılmış olsa da herkes tarafından beğenilmiş eseri olan Dünya Tarihi olduğunu söyleyebiliriz. 

Benim okuduğum ve şu an incelemesi okuyor olduğunuz Avrupa Tarihinin Oluşumu kitabı ise yazarın 70'lerin başında bir antropoloji kongresi için konuşma yapması rica edilmesi üzerine gönderdiği makaleyi esas alıyor. O sıralar kendisinin de içinde yetiştiği tarihyazımı konusunda görüşlerini içeren bir makale üzerinde çalışan yazar, kongreye bu makalesini kitaplaştırarak sunmuş ve daha sonra da kongrede gelen yorumlar ve gerçekleşen tartışmalar üzerine kitabı genişleterek bu son halini oluşturmuş. 


Gelelim kitaba, itiraf etmem gerekiyor ki yazarın önsözünden önce; çevirmenin önsözünü okumak beni bir hayli korkutmuştu zira yazar daha ilk sayfalardan kendi görüşlerini rahat ve konuyla ilişkili bir biçimde okuyucuya sunuyordu. Okuyacağım kitabı çevirmiş kişiden böyle bir önsöz okumak, yaptığı çeviride de aynı tutumda olup olmadığını merak ettirdi bana. Zira ben çevirmenin ''Avrupa Tarihinin Oluşumu çevirisi ve yorumları'' kitabını değil ''McNeill'ın Avrupa Tarihinin Oluşumu'' kitabını okumak istiyordum. 


Buna kısa bir örnek vermek gerekirse çevirmen, ''Türkiye'nin geçmişte sahip olduğu İslam Medeniyet iddialarından vazgeçerek sekülerleşme bniçimleri ile medeniyet değiştirmeye çalıştığını ve o zamandan bu yana Türkiye'de fikriyat'ın da tatbikat'ın da olmadığını'' iddia ediyor. Türkiye'de bir dilin de üst dilin de olmadığını, ülkenin tarih sahnesinde tatile çıktığını vs söylüyor. Umuyorum anlatabilmek için yeterli örnekler vermişimdir.

Tüm bu örneklere ve korkuma rağmen kitabı okurken bazı yerler dışında, çeviride çevirmenin fikirlerini hissetmedim. Ve bu hoşuma gitti açıkçası; çok rahatsız edici. Ben kitabı okurken, çevirmenin kendi yorumunu katıp katmadığını değerlendirmemeliyim. Böyle bir şey hali hazırda olmamalı. Zaten olmaması gereken şey gerçekten de olmadığı için alkış tutmamalı.


Her neyse, gelelim kitaba: McNeill Avrupa tarihini M.S. 10. yüzyıla kadar, M.S. 10-16. yüzyıllar arası ve 16. Yüzyıldan sonra olarak 3 parçaya ayırmış bu kitapta. Bu ayrımı yapmadan önce de iki bölüm de tarih yazımcılığından, yöntemden ve benzeri konulardan bahsetmiş. Öncelikle şunu söylemem lazım; ilk iki bölüm hali hazırda teknik konular içerdiğinden ağır bir anlatıma sahip. Fakat sonraki 3 bölüm, yani teoriğinden çok gerçekten tarihin anlatıldığı bölümler çeviri sebebiyle yine aynı ağır anlatımı sürdürüyor. 

Bu benim görüşüm tabii ki, belki siz birbirine bağlanan satırlarca süren uzun cümleleri benden daha iyi okuyor olabilirsiniz veya bazı kelimeler konusunda kelime darcığınız benden daha geniş olabilir. Ama bir cümleyi hatalı tamlamalar ile doldurup uzatmak yerine daha sade bir şekilde yazabiliriz, çevirebiliriz gibime geliyor. Yazarın orjinal dildeki anlatımı bozulmak istenmese dahi; yani mecburen bu alengirli cümleler kurulacaksa bile tekrar tekrar gözden geçirip Türkçe'ye uygun cümle yapıları kurulup kurulmadığı kontrol edilmeliydi.

Çeviri konusunda uzmanlığım veya teknik bilgim yok ama bir çevirinin anlaşılabilme iddiası taşıdığını farz ederek bu yorumu yapabilme hakkını kendimde görüyorum. Ne yazık ki kitap anlamsız bir dil bariyerine takılıyor ve okuduğum çoğu cümleyi tekrar tekrar okumak zorunda bırakıyor beni.


Teknik detaylarla o kadar vakit kaybettim ki, kitabı anlatmaya geçemiyorum bile. Ben bu kitabı okurken tekrar şunu fark ettim ki, tarihi sınıflandırırken kullandığımız ''çağların'' arasına koyduğumuz o çizgileri okumayı çok seviyorum. İlk çağdan orta çağa geçiş beya orta çağdan yakın çağa geçiş gibi. Çünkü bizim çizgi koyarak ayırmaya çalıştığımız o yıllar aslında neler neler oluyor bil bilsek!

Bu kitabı okurken de bu ''çizgileri'' okuyabilme hazzını duydum. Gelişen tarım tekniklerinin, orduların ve silahların, fikirlerin ve yönetimin, coğrafyanın ve akdenizin, ticaretin ve denizaşırı seferlerin, etnik kökenlerin ve kültürel geçmişin, dinin ve kilisenin... Medeniyeti oluşturan, ilerleten ve etkileyen her faktörün ayrı ve ince bir şekilde işlenmesi çok hoşuma gitti bu kitapta.

Kısa bir paragrafa kitap hakkında tüm sevdiklerimi sığdırabildim aslında, olumsuz görüşlerim ise birkaç paragraftan fazlasını aldı. İşin özü okuması sadece kendisi sebebiyle değil, çevirisi de yüzünden bir hayli zor olan bir kitaptı benim için. İçi zengin ve dopdolu olmasına rağmen tam olarak bu sebepten önerip önermemek konusunda tereddüt ediyorum. Sizin de anlayışla karşılayacağınıza eminim, yine de ''çağlar arası çizgileri'' okumak isterseniz elinizde bulunmasını önereceğim. İyi okumalar.

Resimler:

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Abraham_Ortelius_Map_of_Europe.jpg

  • https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/d3/SiegeofAntioch.jpeg/1024px-SiegeofAntioch.jpeg

  • https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/8/84/Vienna_Battle_1683.jpg/1920px-Vienna_Battle_1683.jpg

  • https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/d/d9/Berezyna.jpg/1280px-Berezyna.jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Loutherbourg-La_Victoire_de_Lord_Howe.jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Hommage_d_%C3%89douard_Ier_%C3%A0_Philippe_le_Bel.jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:BattleofSluys.jpeg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:%27The_Munitions_Girls%27_oil_painting,_England,_1918_Wellcome_L0059548.jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Wojciech_Kossak_-_Gwiazdka_%C5%BCo%C5%82nierska_1915.jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:A_Zeppelin%27s_Lurid_End_Above_the_Clouds_(cropped).jpg

  • https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Attack_of_Russian_Army_in_the_Caucasus.jpg



Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar