Ne aramıştınız?
Tarihle, sanatla, mitolojiyle ve daha niceleri ile ilgilenen ve bunları paylaşmayı da bir o kadar seven bir tıp öğrencisinin sayfası.
Nitelikli
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Orta Avrupa Gezim - Viyana Gezilecek Yerler
Merhabalaar! Çok da vakit kaybetmeden gezi yazılarını yazmak ve sizlerle paylaşmak istiyorum. Bekleyen arkadaşlarım olduğunu da bildiğimden elimi çabuk tutmaya çalışacağım. İlk izlenimim yazısından sonra gezilecek yerleri yazmaya başlamak istedim hemen. İlk durağımız Viyana!
Şehirleri kısa kısa tanıtmak da isterdim fakat koca bir şehri kısa bir araştırma ile tanıtmaya çalışarak onlara haksızlık yapmak istemiyorum. O yüzden sadece gözüme çarpan ve gitmişken keisnlikle görmeniz gereken yerlerden bahsedeceğim. Buralardan bahsederken de tarihlerine değinmeye çalışacağım zaten; umarım yardımcı olur!
1. Aziz Stephan Katedrali
Benim Orta Avrupa gezim boyunca gezmeyi, görmeyi ve izlemeyi en sevdiğim yapı oldu sanırım bu katedral. Prag'ın orta çağ dokusuna veya Macaristan Parlamento Binası'na da haksızlık yapmak istemiyorum ama; kesinlikle ilk sıralardan birine sahip Aziz Stephan Katedrali!
1147 yılında yapılan bu kilise, zaman zaman işgal altındaki halk için büyük bir sığınak olarak görev yapmıştır. İki kez Viyana'yı kuşatıp başarısız olunması sonucu Osmanlıların geri çekilmesi Viyanalılar için zafer olarak görülmüş; bunu Osmanlı askerlerini ayaklar altına alan heykeller ve askerlerin bıraktığı eşyaların eritilmesi ile yapılmış bir çan ile ölümsüzleştirmişlerdir. Türk Çanı olarak da bilinen Pummerin Çanı, 22.5 tondur. İkinci Dünya Savaşı sırasında katedralin hasar görmesi sonucu düşüp parçalanmış olsa da tarih sayfalarındaki yerini almıştır.
Katedrale akşam üzeri tekrar gidip, fırsatınız olursa kilise orgunu dinlemeyi de unutmayın!
2. Schönbrunn Sarayı
Belki de Viyana listesinin ilk sırasını hak ediyordu fakat katedralden çok daha fazla etkilendiğim için, sarayımızı ikinci sıraya alıyorum. Schönbrunn sarayı şehirde uzun süre hüküm sürmüş Habsburg hanedanın yazlığıydı.
İsmi, bölgeden çıkan suyun tadını sevdiği için buraya ''güzel çeşme'' yani Schönbrunn ismini koyan II. Maximilian'dan gelen bu saray yüzyıllar boyunca değişen hükümdarlar için bir konak olmuştu. Tam olarak 1700'lü yılların ikinci yarısına doğru tamamlanan saray ve bahçesi yıllarca hükümdarların zevklerine göre şekillenmiştir.
Bu saray ile ilgili bir ipucu, bahçesi oldukça geniş ve hayvanat bahçesinden Roma çeşmesine; botanik bahçesinden Gloriette denen alanına kadar pek çok yapı ve görülmesi gereken yeri barındırıyor. Bu sebeple yavaş yavaş, zaman vererek gezilmesi gerektiğini düşünüyorum bu sarayın. Ben ne yazık ki Roma çeşmesini, Gloriette'nin olduğu yerde sanarakhayal kırıklığına uğramış ''demek ki o çeşme bu komplekste değil'' demiştim. Bu kompleksteymiş, göremeden ayrılmış oldum.. Siz siz olun, gezmeden önce son kez bakın haritanıza.
3. Avusturya Milli Kütüphanesi
Belki de Ulusal olarak çevirmeliyiz bilmiyorum ama burası benim ziyaret ettiğim en güzel yerlerden birisi oldu. Uzunca bir süredir kitaplarla haşır neşir olan biriyim, okumaya- almaya, biriktirmeye bir hayli özen göstermeye çalışıyorum. Bu kütüphane benim için gerçekten ilham alınacak bir yer oldu. Kesinlikle gidilip görülmeli! Kesinlikle! Koleksiyonun orta çağlara kadar uzandığını bilmekte de fayda var...
4. Hofburg İmparatorluk Sarayı
1654 yılında yaptırılan bu saray da hanedan tarafından genellikle kışlık saray olarak kullanılmaktaydı. Saray 13. yüzyılda planlansa dahi yıllar içinde devlet güçlendikçe genişletilmişti. Günümüzde de cuımhurbaşkanın resmi ikametgahı ve çalışma yeridir.
Bu sarayın çok büyk bir kompleks olduğunu söylemeliyim; gitmeden önce muhakkak içindeki yapılara göz atılmalı!
5. Belvedere Sarayı
Şehrin merkezine biraz daha uzak da olsa, Belvedere sarayı da Barok mimarisi ve büyük bahçesi ile gözde yerlerden birisi. 18. yüzyılda inşaa edilen bu saray İkinci Dünya Savaşı sonrası ülkenin bağımsızlığını kavuştuğu antlaşmanın da imzalandığı yerdir.
Bahçeleri, heykelleri ve çeşmeleri ile yine biraz zaman alacak bir gezi olduğunu söylemekte fayda var. Sarayın müze kısmında, Belvedere Galerisi'nde Gustav Klimt'in Öpücük tablosu gibi dünyaca ünlü eserlerin olduğunu da söylemiş olayım.
6. Viyana Devlet Operası
19. yüzyılda yapılmış opera binası, sadece dışından bakılarak bile mest olunacak bir yer. Gün içinde performanslar, gösteriler vs. yoğun olacağını tahmin ettiğimden ve hiç de denemediğim için içine giriliyor mu bilgim yoktu ama internetten baktığım kadarıyla içeriye girmek için tur biletiniz veyahut sergilenecek bir performans için biletiniz olması gerekiyor. Yine de gidip görülmeli olarak işaretliyorum!
7. Viyana Doğal Tarih Müzesi ve Viyana Sanat Tarihi Müzesi
Listede aynı yeri paylaşmaları gerektiğini düşünüyorum bu ikilinin çünkü gördüğüm en güzel tasarımlardan birine sahipler aynı zamanda. Ortalarında güzel bir heykelin bulunduğu (Maria Teresa Meydanı) geniş bir bahçeyi paylaşıyorlar. Kardeş binalar gibi düşünüyorum görüdüğümden beri :D
İkisi de muhteşem müzeler, fakat girip 2 saatte çıkabileceğiniz müzeler değiller. Amacınız ikisini birden gezmekse en az yarım gün vermenizi önermek zorundayım.
8. Karl Kilisesi
Listede bu kadar aşağıda kaldığına bakmayın, gördüğüm en güzel yapılar listesinin başlarında yer alıyor bu kilise de! 18. yüzyılda yapılan bu kilise, belki fark etmişsinizdir ki farklı mimari binalar örnek alınarak yapılmıştır. Özellikle Roma'daki Trajan Sütunu'ndan ilham alınarak yapılmış sütunları beni büyülemişti.
9. St. Peter Kilisesi
Merkezde gezerken bir anda ara sokakların birine girince karşınıza çıkacaktır bu kilise, benim için öyle olmuştu en azından. İçine de mutlaka bakın!
10. Votiv Kilisesi
11. Avusturya Parlamento Binası
Buraya giriş için randevu gerektiğini unutmayın!
12. Rathausplatz
Ne yazık ki ben gitmek istediğimde önünde bir film festivali vardı bu sebeple alana gidemedim ama kaçırmayın derim! Ne yazık ki bu fotoğraftaki açıdan görebildim bir tek..
13. Viyana Veba Sütunu
Bu sütunu merkezde gezerken kaçırmanız bir hayli zor fakat birden bire gördüğünüz zaman, ne olduğunu bilmiyor olmayın diye listeye eklemek istedim. Yanınızdakilere de hava atabilirisniz böylece :D 17. yüzyılda, imparator I. Leopold'un veba salgını bitince yaptırmaya ant eçtiği sütundur kendisi
14. Burgtheater
Burgtheater aslında Alman tiyatrosu için devrim niteliğinde bir yerdir fakat görmüş olduğunuz bina, tiyatronun tarihinin yalnızca günümüze yakın bir kısmını yansıtmaktadır. Çünkü bina savaş sırasında ve sonrasında çok hasar görmüş; 1950'li yıllarda tekrar yapılmıştır.
Gitmediğim veya fotoğrafını çekemediğim için ekleyemediğim fakat listenizde bulunabilecek diğer yerler:
- Albertina Müzesi
- Hundertwasser Evi
- Viyana Belediye Binası
- Leopold Müzesi
- Stadtpark
- Askeri Tarih Müzesi
- Secessionsgebaude Müzesi
- Schmetterlinghaus (Kelebek Evi)
- Leopold Müzesi
- Sigmund Freud Müzesi
- Askeri Tarih Müzesi
- Hundertwasserhaus Evleri
- Volksgarten Bahçesi
- Cizvit Kilisesi
- Viyana Yahudi Müzesi
- Burgtheater Tiyatro Binası
- Prater
- Töton Şövalyeleri Kilisesi
- Kızıl Ordu Anıtı
- Gasometer
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popüler Yayınlar
Güneş Tanrısı Helios'un Oğlu Phaethon ve Güneş Arabası
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SPQR: Antik Roma Tarihi, Kitap İncelemesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder